Suriye'nin yeni yönetimi ilk kez AB'nin 'Suriye için bağış' konferansına katılacak

Avrupa Birliği (AB), Suriye'de Beşar Esad yönetiminin geçtiğimiz Aralık ayında bir isyanla sonlanmasının ardından barışçıl bir geçiş sürecinin sağlanması için destek toplamak üzere Pazartesi günü Suriye için bir bağış konferansına ev sahipliği yapacak.
Brüksel'de AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas başkanlığında yapılacak bir günlük toplantıya Batılı ortakların yanı sıra Suriye'nin bölgesel komşuları, diğer Arap ülkeleri ve BM kuruluşlarından bakanlar ve temsilciler katılacak.
Bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan konferansa ilk kez katılacak olan Suriye'yi Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Şeybani temsil edecek. Etkinlik, AB tarafından Suriye'yi kasıp kavuran değişimden faydalanmak amacıyla aceleyle düzenlendi.
Toplantı tehlikeli bir döneme denk geliyor. Suriye'nin yeni liderleri, yaklaşık 14 yıl süren iç savaş sırasında fiilen mini devletlere bölünen topraklar üzerindeki kontrolü sağlamlaştırmaya ve ülkenin ekonomisini ve altyapısını yeniden inşa etmeye çalışıyor.
Birleşmiş Milletler 2017 yılında Suriye'nin yeniden inşasının en az 250 milyar dolara mal olacağını tahmin ederken, uzmanlar bu rakamın en az 400 milyar dolara ulaşabileceğini söylüyor.
Ekonomik iyileşme beklentileri, Esad'ın yönetimi sırasında uygulanan ve büyük ölçüde kaldırılmayan sert Batı yaptırımları nedeniyle engellenmişti.
Geçici hükümet, yaptırımların kaldırılacağı umuduyla uluslararası toplum nezdinde meşruiyetini pekiştirmek için Brüksel konferansında yer alacak ve aynı zamanda kısa vadeli yardım arayışında olacak.
Üst düzey bir AB yetkilisi, "tarihinde yeni bir sayfa açan" Suriye'yi desteklemek için AB'nin ek finansman sağlamayı umduğunu belirtti ve Avrupa Yatırım Bankası'nın (EIB) Suriye'nin yeniden inşasında oynayabileceği potansiyel rolün değerlendirilmekte olduğunu sözlerine ekledi.
Yetkili ayrıca Suriyelilerin elektrik ve su sıkıntısının yanı sıra ciddi insani ihtiyaçlar da dahil olmak üzere "sert bir gerçeklikle" karşı karşıya olduğunu, ABD'nin kapsamlı yardım dondurmasının krizi daha da kötüleştirebileceğinden korkulduğunu ve Avrupa ile diğer uluslararası bağışçıların açığı kapatması gerekebileceğini söyledi.
Brüksel, fiili otoritelerin Suriye'yi istikrarlı bir geleceğe taşıma çabalarını desteklediğini ifade etti.
Geçtiğimiz ay blok, savaştan zarar gören ülkenin ekonomik toparlanma ve yeniden yapılanmasına yardımcı olmak amacıyla enerji, ulaştırma ve finans sektörleri gibi kilit sektörler üzerindeki bir dizi yaptırımı kaldırdı.
Geçici hükümetin Suriye toplumunun tüm kesimlerinin geçiş sürecinde temsil edilmesini sağlamak üzere attığı adımları da memnuniyetle karşılayan AB, geçen hafta ülkenin kaynak zengini kuzeydoğusunu kontrol eden Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) hükümet güçleriyle birleşmesi için varılan anlaşmayı da memnuniyetle karşıladı.
Güvenlik endişeleri
Ancak son zamanlarda her şey yolunda gitmediği için özellikle AB ikilem içinde.
Geçtiğimiz hafta Esad'a sadık silahlı kişiler tarafından bir Suriye güvenlik devriyesine pusu kurulması çatışmaları tetikledi.
Yeni hükümetle müttefik olan bazı gruplar, özellikle Alevileri hedef alan mezhepçi intikam saldırıları başlattı ve izleme grupları birkaç gün içinde yüzlerce sivilin öldüğünü belirtti.
AB yaptığı açıklamada, “Suriye'nin egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygı gösterilmesi” çağrısında bulunurken, sadece “kötü niyetli dış müdahalelerden uzak, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm Suriyelilerin haklarını garanti altına alan barışçıl ve kapsayıcı bir geçişi” destekleyeceğini belirtti.
Suriye, Kallas'ın pazartesi günü ayrı olarak başkanlık edeceği AB dışişleri bakanları toplantısının da gündeminde yer alıyor. 27 ülkeden oluşan AB, yeni yetkilileri teşvik etmek amacıyla enerji, ulaştırma ve finans sektörüne yönelik yaptırımları hafifletmeye başladı.
AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas, “Yaptırımların kaldırılmasına devam etmeliyiz çünkü insanlar için umut varsa kaos da azalır. İnsanlara umut verebilmek için de bankacılık hizmetleri gibi hizmetlerin sağlanması gerekir,” dedi.
Ancak ülkenin mevcut geçici yönetimi, İslamcı eski isyancı grup Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) Esad'a karşı yıldırım isyanı başlatmasından bu yana Suriye'nin büyük bölümünde otoritelerini tesis etmekte zorlandı.
Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ahmet Hüseyin eş-Şara - yaygın bilinen savaşçı adı ile Muhammed Colani, Çarşamba günü Suriye'nin yeni devlet başkanı olarak ilan edildi.
Perşembe günü Suriye'yi beş yıllık bir geçiş dönemi boyunca İslamcıların yönetimine bırakan geçici anayasayı imzaladı.
Pek çok kişi Esad ailesinin 50 yılı aşkın diktatörlük yönetiminin sona erdiğini görmekten mutlu olsa da dini ve etnik azınlıklar yeni İslamcı liderlere şüpheyle yaklaşıyor ve Şam'ın yeni liderliği altında kendi bölgeleri üzerinde kontrol sağlamasına izin verme konusunda isteksiz davranıyor.
İşler Batılı destekçilerin istediği gibi gitmezse AB, yaptırımlarını yeniden devreye sokabilir.
Ekonomik ve insani ihtiyaçlar
Aynı zamanda Suriye'nin ekonomisi, altyapısı ve kurumları da paramparça olmuş durumda.
İnsanlar her gün sadece birkaç saat elektrikle idare etmek zorunda, su kaynakları güvenilmez ve işsizlik yüzde 80 veya yüzde 90'a ulaşmış halde.
Yeniden inşa için ihtiyaç duyulan pek çok hükümet çalışanı ve uzman, 2011 Arap Baharı demokrasi hareketinin Esad yönetiminde çatışma ve otoriter yönetime dönüşmesinin ardından ülkeden kaçtı.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği geçen yıl yaklaşık 7 milyon kişinin evlerini terk ettiğini ancak bu kişilerin Suriye'de kaldığını açıkladı. Çoğu Türkiye, Lübnan ve Ürdün'de olmak üzere 4.7 milyondan fazla Suriyeli mülteci, komşu ülkelerde kayıtlı.
Esad'ın devrilmesinden bu yana ise yaklaşık 302.000 kişi geri döndü.
Zorluklara rağmen, konferansa katılacak olan Birleşmiş Milletler insani yardım şefi Tom Fletcher iyimser bir şekilde geçen hafta gazetecilere verdiği demeçte, “Suriye'de ve Suriye genelinde faaliyet göstermek bizim için Esad yönetimi altında olduğundan daha kolay” dedi.
Özellikle Esaad Hasan Şeybani'nin sınır geçişlerinin açık tutulmasına yardımcı olduğunu belirterek, “Geçici yetkililerle mükemmel görüşmeler yaptım,” dedi.
Pazartesi günkü konferansın amacı yardım taahhütleri oluşturmak olsa da, aynı zamanda Suriye'nin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanıyor ve bu da sükunet gerektiriyor.
Altyapı, sağlık ve eğitimin yaygınlaştırılması gerekiyor. Suriyelilerin geçimlerini sağlamaya başlayabilmeleri için iş ve iş karşılığı nakit programlarına ihtiyaç var.
Today