Huntington hastalığına tedavi geliştirildi: Demans yakında sorun olmaktan çıkabilir mi?

Sağlık gündemi bu hafta İngiltere'den gelen devrimsel bir tedavi haberiyle meşgul.
Ülkenin saygın kurumlarından University College London araştırmacıları, genellikle kalıtsal olan ve ölümle sonuçlanan Huntington hastalığı için geliştirdikleri gen terapisini başarıyla denediklerini açıkladı.
Bu açıklama, ölümcül bir nörodejeneratif durum olan Huntington hastalığının ilk kez tedavi edilmiş olabileceği anlamına geliyor.
Deney aşamasındaki tedavinin sonuçları henüz resmen yayınlanmadı veya hakem değerlendirmesinden geçmedi. Ancak baş araştırmacı ve nörobilimci Ed Wild, AMT-130 adı verilen gen terapisinin “her şeyi değiştirdiğini” söylüyor.
'Hastalığın seyrini yüzde 75 yavaşlattı'
Araştırma ekibi deneyde uyguladıkları en yüksek dozun, hastalığın ilerlemesini üç yıl boyunca yüzde 75’e kadar yavaşlatabileceği belirtiliyor.
Ayrıca, genellikle hastalık ilerledikçe artan bir nörodejenerasyon biyobelirtecinde önemli bir azalma gözlemlendi. Bu belirteçler, beyin-omurilik sıvısından alınan örneklerde gözlemleniyor.
ScienceAlert'e göre Wild, "Bu sonuçlara dayanarak, AMT-130’un Huntington hastalığını yavaşlatan ilk onaylı tedavi olma ihtimali yüksek görünüyor, bu gerçekten dünya çapında çığır açan bir gelişme," dedi.
Huntington hastalığı nedir?
Huntington hastalığı, 1993’te keşfedilen HTT genindeki tek bir kusurdan kaynaklanıyor ve zamanla vücudun işlev görme yeteneğini yok ediyor.
Kusurlu gen, toksik bir "huntingtin" proteini üretiyor ve bu protein, gönüllü hareket, düşünme ve davranıştan sorumlu beyin bölgelerindeki sinir hücrelerine saldırıyor.
Görünür belirtiler genellikle orta yaşta ortaya çıkıyor ve hastalar genellikle sadece 10-30 yıl yaşıyor.
Huntington hastalığı olan bir ebeveynin, çocuklarına hastalığı geçirme olasılığı yüzde 50.
Dünyanın ilk onaylı gen terapisinin arkasındaki şirket uniQure, yaklaşık 10 yıldır, benzer bir yöntemin Huntington tedavisinde işe yarayıp yaramayacağını araştırıyordu.
AMT-130 deneyi
Şirketin yeni ilacı, büyük bir beyin cerrahisi gerektirdiği için İngiltere'de nörologlar tarafından test edildi.
AMT-130 tedavisi, Huntington hastalığının ilerlemesinden sorumlu olan beyindeki anormal proteinleri hedef alıyor. Hastalığa sahip kişilerde, normalde zararsız olan huntingtin proteini toksik kümeler hâlinde beyin hücrelerinde birikiyor ve nihayetinde hücreleri öldürüyor.
Zamanla bu durum hafıza kaybı, yürüme güçlüğü, bozuk konuşma ve diğer belirtilere yol açıyor.
Hollandalı biyoteknoloji şirketi uniQure tarafından geliştirilen deneysel terapi, bu mutant proteinlerin üretimini durduruyor. Bunu, genetik materyali zararsız bir virüsün içinde beyin hücrelerine ileterek yapıyor.
Bu materyal, hücreleri toksik proteinin üretim talimatlarını engelleyecek küçük bir genetik molekül (microRNA) üretmeye sevk ediyor.
Yüksek doz AMT-130 beyne enjekte edildiğinde, nöronlar (sinir hücreleri) ilacın taşıdığı genetik bilgiyi alıyor. Bu genetik bilgi, hücrelerin mutant huntingtin proteini üretmesini engelleyen talimatlar içeriyor.
Araştırmacılar, tek dozun ömür boyu etkili olmasını bekliyor.
İşe geri dönen ilk hasta
Terapi şu anda insanlar üzerinde uygulanan klinik deneylerin ilk aşamalarında. Bu aşamaya Faz 1/2 klinik deneyi adı veriliyor.
Deneyde 29 hasta AMT-130 ile tedavi olmayı kabul etti; 17’si yüksek doz, 12’si düşük doz aldı. Araştırmacılar, her gruptan hastayı üç yıl boyunca takip etti.
Yüksek doz alan grupta hastalık, AMT-130 almayan katılımcılara göre yüzde 75 daha az ilerledi.
Bu sonuç, AMT-130'un ilk gerçek tedavi olabileceği şeklinde değerlendiriliyor.
Wild, deneye katılan hastalarıyla ilgili şunları söylüyor: “Deneydeki hastalarım, Huntington’da alışık olmadığım bir tablo sergiledi. Zaman içinde stabil kaldı ve bunlardan biri, işe dönebilen malulen emekli tek Huntington hastam oldu.”
AMT-130’un güvenliği
AMT-130’un klinik denemelere geçiş hızı da etkileyici. Yaklaşık 10 yıl içinde uniQure araştırmacıları, umut verici klinik öncesi verileri alıp önce hayvanlarda, sonra insanlarda tekrarladı.
Şirket şimdi ABD ve Avrupa’da ek klinik denemeler yürütüyor.
uniQure, tedavinin yan etkileriyle ilgili tam verileri yayımlamamış olsa da, şimdiye kadar ilacın güvenli ve iyi tolere edildiği belirtiliyor. En yaygın yan etkiler baş ağrısı ve kafa karışıklığıydı; bunlar ya tedaviye ihtiyaç duyulmadan ya da iltihabı azaltmak için steroid kullanımıyla düzeltildi.
Ne zaman kullanıma sunulacak?
İngiltere'deki Aberdeen Üniversitesi’nden Zofia Miedzybrodzka, NewScientist'e yaptığı açıklamada, “Hâlâ erken aşamadayız ve bu yeni gen terapisinin yan etkileri olup olmadığını, faydalarının ne kadar süreceğini ve uzun vadede ne kadar etkili olduğunu görmek için çok daha fazla teste ihtiyaç var,” dedi.
Öte yndan, UniQure’un baş tıbbi sorumlusu Walid Abi-Saab, “Verileri bu yıl ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) ile tartışmak ve 2026’nın ilk çeyreğinde Biyolojik Lisans Başvurusu yapmak istiyoruz,” ifadelerini kullandı.
FDA, ilacı "Çığır Açan Terapi ve Rejeneratif Tıp İleri Düzey Terapi" diye kategorize etti. Bu durum onay sürecini hızlandırabilir. UniQure, ardından İngiltere ve Avrupa’da da onay başvurusu yapmayı planlıyor.
Deney sonuçları, ekim ayında düzenlenecek HD Klinik Araştırma Kongresi’nde sunulacak.
Yöntem diğer hastalıklarda da işe yarayacak mı?
Bu gen terapisi sonunda başarılı olursa, Parkinson hastalığı veya diğer demans türleri gibi nörodejeneratif hastalıklar için benzer tedavilerin geliştirilmesine yol açabilir.
Cambridge Üniversitesi’nden David Rubinsztein, "Araştırmacıların, genetik materyali bu hastalıkları tetikleyen toksik proteinleri hedefleyecek şekilde uyarlamaları yeterli," diye konuştu.
“Bu büyük bir atılım olabilir.”
Today