Kongo’nun ‘kara altını’ Rubaya: M23 isyancılarının elinde milyar dolarlık maden

Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin (DRC) doğusundaki Rubaya kasabasında, M23 isyancı grubunun gözetiminde binlerce işçi, cep telefonlarından uçak motorlarına kadar pek çok teknolojide kullanılan koltan (coltan) cevheri çıkarıyor. Dünya üretiminin yaklaşık yüzde 15’ini sağlayan Rubaya, yerel halk için günde yalnızca birkaç dolarlık kazanç anlamına gelirken, bölgedeki çatışmaların en büyük finans kaynağı durumunda.
Nisan 2024’te Rubaya’yı ele geçiren M23, madencilikten ticarete, vergiden nakliyeye kadar tüm sistemi kendi yönetimine aldı.
Birleşmiş Milletler raporlarına göre grup, koltan satışlarından ayda yaklaşık 800 bin dolar gelir elde ediyor. Eskiden motosikletlerle gizlice Ruanda’ya taşınan cevher, artık arazi araçları ve kamyonlarla Goma üzerinden sınırdan geçiriliyor. Ruanda’da, yerel üretimle karıştırılıp kaynağı gizlenerek ihraç ediliyor.
M23’ün kontrolü, iki yıldır süren çatışmalarda en değerli stratejik kazanım oldu. BM, örgütün Ruanda tarafından desteklendiğini, elde edilen maden gelirlerinin silahlı faaliyetleri finanse ettiğini belirtiyor. Kigali yönetimi ise hem M23’e destek iddialarını hem de Kongo’dan koltan kaçırdığını reddediyor.
Çocuklar da çalışıyor
Rubaya’daki madencilerden 32 yaşındaki Pascal Mugisha Nsabimana, M23’ün kontrolünü 'önceki düzene' kıyasla daha katlanılabilir buluyor: “Önceden çok fazla taciz vardı, farklı farklı vergiler alınırdı, çoğu zaman da bize hiç ödeme yapılmazdı. Aldığımızda da çok düşük olurdu. Şimdi ise yevmiyem üç katına çıktı.”
Pascal’ın çalıştığı maden, 15 metre derinliğe inen tünellerle dolu. Gün doğmadan başlayan vardiyada, çocuklar bile yerin altına inip cevheri çıkarıyor; kadınlar ve erkeklerle birlikte su havuzlarında yıkayıp güneşte kurutuyor.
Barış görüşmeleri ve ABD planı
ABD, bu hafta Rubaya’da geçmişte kontrol sahibi olan hükümet yanlısı milis PARECO-FF’yi yaptırım listesine aldı. M23 ise 2013’ten beri ABD yaptırımları altında olduğu için bu kez hedef alınmadı. Reuters’a konuşan eski BM araştırmacısı Jason Stearns, bu tercihin, Katar’ın başkenti Doha’da süren M23-DRC barış görüşmelerinin bozulmaması amacıyla yapılmış olabileceğini söyledi.
M23 ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin Doha’da bu ay içinde barış anlaşması imzalaması bekleniyor. ABD, aynı zamanda Kongo ile Ruanda arasında ayrı bir uzlaşma süreci yürütüyor ve çatışmaların bitmesi hâlinde bölgeye milyarlarca dolarlık yatırım sözü veriyor. Ancak BM’nin geçen ay doğu Kongo’da en az 319 sivilin M23 tarafından öldürüldüğüne dair raporu, sürecin kırılganlığını ortaya koydu.
M23’ün ilerleyişi, 1994 Ruanda soykırımına dayanan etnik gerilimlerle bağlantılı. Ruanda, bölgede faaliyet gösteren ve soykırıma katılan Hutu milisleri FDLR’yi (Ruanda güçleri) 'varoluşsal tehdit' olarak görüyor ve Kongo’nun bu grubu etkisiz hale getirmesini istiyor. Uzmanlara göre, M23 hâlen geniş alanları elinde tutarken FDLR’nin tamamen ortadan kaldırılması zor görünüyor.
Zor koşullarda üretim
Rubaya’daki madencilik tamamen el işçiliğine dayalı. İşçiler 15 metre derinliğe kadar kazılan tünellerden cevheri çıkarıyor, su dolu havuzlarda yıkayıp güneşte kurutuyor. Kadın ve çocukların da çalıştığı madenlerde, çocuk işçiliği yaygın. Günlük yevmiye M23 döneminde üç katına çıkarak 15 bin Kongo frangına (yaklaşık 5 dolar) yükseldi.
ABD ve Batılı yatırımcılar, barış sağlanması hâlinde Rubaya’daki koltan rezervlerine ilgi gösteriyor. Ancak uzmanlar, tamamen ilkel yöntemlerle işleyen bu sistemi modern bir madencilik operasyonuna dönüştürmenin uzun yıllar alacağını vurguluyor.
Yesterday