AB Dış Politika Şefi Kallas: 'Putin, Trump'a gülüyor'

Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Kremlin’in ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’da barış sağlama çabalarıyla alay ettiğini ileri sürdü.

Trump, geçen hafta Alaska’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüş ve Rusya’nın Ukrayna’daki işgalini sonlandırması için baskı yapmaya çalışmıştı. Ardından Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin de katıldığı kritik bir zirveyi Beyaz Saray’da toplamıştı.

Ancak Kallas’a göre bu girişimler, Rusya’ya “büyük bir propaganda zaferi” kazandırdı ve Batı’nın Kremlin’in tuzağına düşmesine yol açma riski taşıyor. BBC Radio 4’e konuşan Kallas, “Rusya’nın barış istemediği açık. Putin’in verdiği hiçbir sözü tutmadığını gördük. Alaska zirvesi Kremlin için bir halkla ilişkiler şölenine dönüştü. Putin’in istediği de buydu,” dedi.

Kallas, Trump’ın barış çabalarının olumlu karşılandığını ancak Putin’in bu görüşmelerden sonra müzakere masasına oturmaya daha da az istekli hale geldiğini savundu: “Putin gülüyor, ölümleri durdurmak yerine artırıyor.”

Trump’ın son iki haftada yürüttüğü yoğun diplomasi trafiği Moskova’dan herhangi bir taviz koparamadı. Rusya hâlâ Ukrayna’nın, doğusundaki Donbas bölgesinde geniş topraklardan vazgeçmesini ve NATO üyeliğinden resmen feragat etmesini talep ediyor. Öte yandan Rusya, Ukrayna şehirlerine füze ve İHA saldırılarını sürdürüyor.

“Unutuyoruz ki tek bir taviz veren olmadı, saldırgan Rusya’nın ta kendisi,” diyen Kallas, Ukrayna’nın topraklarından vazgeçmesinin “Putin’in istediği tuzak” olduğunu vurguladı.

Trump ise hafta başında Ukrayna’ya “çok fazla yardım” sözü vererek ABD’nin olası bir uluslararası barış gücüne katılabileceği beklentisini doğurdu. Ancak ertesi gün geri adım atan Trump, bunun yerine Avrupa ülkelerinin sahada görev yapması gerektiğini, ABD’nin ise hava desteği verebileceğini söyledi.

Kallas, Ukrayna’ya güvenlik garantisi vermek isteyen ülkelerin de henüz “somut adım” atmadığını belirtti.

“Rusya yeniden güç toplayıp tekrar saldıracaktır. O yüzden gelecekte bunu yapmalarını engelleyecek caydırıcı bir güç oluşturmalıyız.”