Uluslararası Ceza Mahkemesi, eski milis lideri ve Beşir müttefikini Sudan'daki savaş suçlarından mahkum etti

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), pazartesi günü Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde 20 yıldan fazla süre önce işlenen vahşet ve insan hakları ihlallerinde başrol oynayan Cancavid milislerinin bir liderini suçlu buldu.
Bu karar, mahkemenin Darfur’daki suçlardan ilk kez birini mahkûm etmesi olarak tarihe geçti. Üç yargıçtan oluşan heyet, toplu katliamlar ve tecavüzler de dahil olmak üzere işlenen vahşetlerin bölgede bir isyanı bastırmaya yönelik hükümet planının parçası olduğuna hükmetti.
Ali Muhammed Ali Abd-Al-Rahman, 2003-2004 yıllarında Darfur’da yönettiği paramiliter grup adına işlenen suçlardan 27 ayrı mahkumiyet aldı.
Kararların oy birliğiyle alındığını vurgulayan Yargıç Joanna Korner, “Cancavid milisleri tarafından gerçekleştirilen öldürmeler, tecavüzler ve yıkım, onun teşviki ve verdiği talimatlarla gerçekleşti,” dedi.
Duruşma sırasında yargıçlar, korkunç şiddeti ve tecavüzün bir korkutma ve aşağılamaya yönelik silah olarak kullanılmasını anlatan 56 tanığın ifadesini dinledi.
Korner’in açıklamasına göre Abd-Al-Rahman, Mart 2004’te çok sayıda tutuklunun yargısız infaz edilmesinden suçlu bulundu ve ayrıca esir sivilleri bizzat öldürmekten, iki kişiyi baltayla döverek öldürmekten de mahkûm edildi.
Abd-Al-Rahman, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde teslim olmasının ardından 2020’de UCM’nin gözetimine alındı. Nisan 2022’de başlayan davasında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlamaları reddetti ve kendisinin “Ali Kuşeyb” olarak bilinen kişi olmadığını savundu.
Ancak yargıçlar bu savunmayı geri çevirdi; teslim olurken çekilen bir videoda hem adını hem de lakabını kendisinin kullandığını hatırlattı.
kararı değerlendiren Darfurlu hak savunucusu ve gazeteci Enaam al-Nour, “Sonunda adalet için, Darfur’un kurbanları için bir zafer,” dedi.
Yargıçlar, Abd-Al-Rahman’ın, Darfur’daki çatışma sırasında Cancavid milislerinin üst düzey komutanlarından biri olduğuna hükmetti. Çatışma, bölgedeki etnik merkezî ve Sahra-altı Afrika topluluklarının, başkent Hartum’daki Arapların hâkimiyetindeki hükümetin baskılarına karşı 2003’te başlattığı isyanla patlak vermişti.
Dönemin Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in hükümeti buna, Cancavid milisleri eliyle yürütülen “yakıp yıkma” politikasıyla karşılık verdi. Atlı ve develi milisler çoğunlukla şafak vakti köylere giriyor, hava bombardımanları ve baskınlarla yerleşimleri hedef alıyordu.
Yıllar içinde Darfur’da 300 bine kadar insan öldürüldü, 2,7 milyon kişi evlerinden edildi.
El-Beşir, soykırım da dahil olmak üzere birçok suçtan UCM tarafından itham edilmiş durumda. Ancak iktidardan devrilip tutuklanmasına rağmen Lahey’e teslim edilmedi. 2019’dan bu yana Sudan’ın kuzeyinde askeri yönetimin denetimindeki bir tesiste tutuluyor.
Karar, Sudan’daki yeni çatışmadan gelen vahşet ve kıtlık iddialarının gölgesinde açıklandı.
Temmuz ayında Başsavcı Karim Khan, Birleşmiş Milletler’e, Sudan’ın batısındaki geniş Darfur bölgesinde iki yılı aşkın süredir ordu ile paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri arasında süren iç savaşta savaş suçları ve insanlığa karşı suçların işlenmeye devam ettiğini söyledi.
Mahkûmiyetler, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) için bir başarı olarak değerlendirildi. Zira mahkeme, geçen yıl İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze’de işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü yakalama kararı çıkardığından bu yana yoğun baskı altındaydı.
Netanyahu ve Gallant suçlamaları reddederken, Trump yönetimi UCM’nin başsavcıları ve bazı yetkililerine yaptırım uyguladı.
Ali Muhammed Ali Abd-Al-Rahman, ilerleyen bir tarihte ceza alacak ve en fazla ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya bulunuyor.
Today