Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un Polonya ziyaretinden ne bekleniyor?

Şansölye Olaf Scholz, Almanya lideri olarak son resmi temaslarından birinde Polonya Başbakanı Donald Tusk'u ziyaret edecek.
İkilinin güvenlik ve savunma dahil olmak üzere bir dizi konuyu ele alması bekleniyor.
Scholz ve Tusk arasındaki ilişki soğuk. Eski ABD Başkanı Joe Biden ve Almanya'nın bir sonraki başbakanı olması beklenen Friedrich Merz de dahil olmak üzere çoğu lider normalde Ukrayna ziyaretlerinden dönerken Varşova'ya uğrar.
Ancak Scholz'un Polonya'ya uğramaktan kaçınması, ilişkilerinin gergin olduğuna dair spekülasyonlara yol açtı.
Alman medyası Merz'in şansölye olarak yemin ettikten sonraki günlerde Polonya'ya bir gezi planladığını bildirdi.
Polonya hükümetine yakın bir kaynak Euronews'e yaptığı açıklamada, Merz'in ziyareti için henüz bir tarih belirlenmediğini fakat önümüzdeki birkaç gün içinde gerçekleşebileceğini söyledi.
Merkez sağ Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) Euronews'e yaptığı açıklamada, "Sayın Merz'in tüm gezileri önceden duyurulacak, o zamana kadar yorum yapmayacağız," dedi.
Polonya'ya yapılacak bir ziyaret Merz'in selefinden uzaklaşması anlamına gelecek.
Almanya ve Polonya arasında gergin ilişkiler
Almanya ve Polonya, Scholz döneminde göç gibi politikalar konusunda çatıştı ve Tusk, AB Göç ve İltica Paktı'na karşı oy kullandı.
Berlin ve Varşova, Ukrayna'nın nasıl destekleneceği konusunda da hemfikir değil.
Almanya ve Polonya hükümetleri arasındaki bir diğer anlaşmazlık noktası da bir önceki Polonya hükümetinin Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı sırasındaki eylemleri için 1 trilyon euronun (yaklaşık 42,9 trilyon TL) üzerinde tazminat talep etmesi.
Scholz bu yüksek meblağı kabul etmese de, hayatta kalan Nazi kurbanları için 200 milyon euro (yaklaşık 8,5 milyar TL) tazminat teklif etti ki bu rakam o dönemde "düşük" olarak eleştirilmişti.
Bununla birlikte bir anıt sözü verdi.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Kıdemli Politika Araştırmacısı Dr. Jana Puglierin, "Alman işgalinin Polonyalı kurbanları için bir anıttan açıkça bahsedilmesi gecikmiş bir adımdır ve Berlin'in nihayet Alman-Polonya ilişkilerine daha fazla saygı ve ilgi göstermeye hazır olabileceğini düşündüren anlamlı bir adımdır," dedi.
"Genellikle göz ardı edilen Weimar Üçgeni, daha derin bir Avrupa işbirliği için katalizör olarak gerçek bir umut vaat ediyor."
Almanya, Fransa ve Polonya, ilk olarak 1991 yılında kurulan Weimar Üçgeni'ni oluşturuyor.
Geçen hafta açıklanan yeni koalisyon anlaşmasının "Avrupa'nın geleceği için cesaret verici bir işaret" olduğunun altını çizdi ve Almanya'nın Fransa ve Polonya ile son yıllarda olduğundan daha yakın bir ilişki kurmak istediğini belirtti.
ABD'ye sinyal
Alman Dış İlişkiler Konseyi Kıdemli Üyesi Heinrich Braub Euronews'e verdiği demeçte, Almanya, Fransa ve Polonya'nın NATO ve AB bünyesinde Avrupa'nın savunmasını güçlendirmek için ortak girişimler başlatabileceğini ve bunun ABD'nin dikkatini yeniden kendilerine ve Çin'e çevirdiği bir dönemde faydalı olabileceğini söyledi.
"NATO ve AB içerisinde Fransa ve Polonya, giderek daha fazla Hint-Pasifik bölgesine ve Çin'e yönelen Amerikalılar üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla 'Avrupa Sütunu' olarak adlandırılan, yani Avrupa'nın savunması için Avrupa askeri yeteneklerinin hedefe yönelik olarak güçlendirilmesinde ortak girişimlerde bulunabilirler."
"Almanya, Fransa ve Polonya AB çerçevesinde NATO'nun kabiliyet hedeflerini uygulamaya hizmet eden, AB desteği alan ve Avrupa savunma sanayisini güçlendiren ortak projeleri teşvik edebilirler."
Bu tür kararların yeni Alman hükümeti iktidara gelmeden önce alınması pek olası olmasa da, Avrupa ülkelerinin ABD'nin önemli rolünde geri adım atmasına hazırlandıklarının açık bir işareti şeklinde yorumlanıyor.
Almanya, Polonya ile daha yakın ilişkiler kurmaktan memnuniyet duysa da Polonya'nın aşırı muhafazakar ve milliyetçi partisi Hukuk ve Adalet, Tusk'ı eleştirmek için bu ziyaretten faydalanıyor.
Partinin cumhurbaşkanı adayı Karol Nawrocki, "Polonya Başbakanı Alman Şansölyesi'nin önünde diz çöktü," dedi.
Hukuk ve Adalet Partisi, Tusk ve hükümetinin Almanya'ya sadık olmasından şüpheleniyor ve bunu da Tusk'ın dedesinin İkinci Dünya Savaşı'nda Alman Wehrmacht'ında bulunmasına bağlıyor.
Berlin ve Varşova arasındaki soğuk gerilime rağmen Scholz'un ziyareti, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı sürdürdüğü savaştan, ABD'nin azalan ilgisine kadar pek çok güvenlik sorunuyla karşı karşıya olan iki müttefik için bir zeytin dalı olabilir.
Yesterday