Diyabette tarihi karar: 'Tip 5 diyabet' resmen tanındı

Uluslararası Diyabet Federasyonu (UDF), onlarca yıl süren tartışmaların ardından "beslenme yetersizliğine bağlı" gelişen diyabet türünü 'Tip 5' olarak resmen kabul etti.

Dünya genelinde 25 milyon insanı etkilediği tahmin edilen bu hastalık, yanlış tedavi nedeniyle ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.

Onlarca yıldır tıp dünyasında tartışma konusu olan ve 1999 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kanıt yetersizliği gerekçesiyle sınıflandırmadan çıkarılan "beslenme yetersizliği kaynaklı diyabet", artık resmen Tip 5 Diyabet adını aldı.

UDF, şimdi DSÖ gibi diğer sağlık otoritelerine de bu sınıflandırmayı kabul etmeleri için çağrıda bulunuyor.

Obeziteyle değil, açlıkla ilgili

Tip 1, 2, 3c ve gebelik diyabetinden farklı olarak Tip 5 diyabet; yaşam tarzı, obezite veya bağışıklık sistemiyle ilişkili değil. Bu hastalık doğrudan yetersiz beslenme sonucu ortaya çıkıyor.

Özellikle Asya ve Afrika gibi gıda güvenliğinin düşük olduğu bölgelerde görülen hastalık, tüberküloz kadar yaygın olmasına rağmen resmi bir adı olmadığı için bugüne kadar ihmal edildi.

Yanlış tedavi öldürebiliyor

Uzmanlar, Tip 5 diyabetin diğer türlerle karıştırılmasının hayati risk taşıdığı konusunda uyarıyor. Bu hastalarda temel sorun "insülin direnci" olmadığı için, standart diyabet tedavileri fayda sağlamadığı gibi ciddi zararlar da verebiliyor.

Albert Einstein Tıp Fakültesi'nden endokrinolog Meredith Hawkins, Science Alert'e yaptığı açıklamada durumu şöyle özetliyor:

"Uygunsuz insülin tedavisi, gıda güvenliğinin olmadığı bölgelerde şeker düşmesine (hipoglisemi) yol açarak ölümcül sonuçlar doğurabilir. Resmi bir ismin olması, doğru teşhis ve etkili tedavilerin geliştirilmesi için hayati bir adımdır."

Sırada ne var?

UDF bünyesinde kurulan ve başkanlığını Hawkins’in yürüteceği özel bir çalışma grubu, ilk olarak resmi tanı kriterleri ve tedavi kılavuzları oluşturulacak. Ardından küresel bir araştırma kayıt sistemi kurulacak ve sağlık çalışanları için özel eğitim programları hazırlanacak.

Bilim dünyası, bu resmi tanı sayesinde yıllardır görmezden gelinen ve özellikle düşük gelirli ülkelerdeki genç nüfusu etkileyen bu hastalıkla mücadelede yeni bir dönemin başladığı görüşünde.